hagb sonrası suç işleme erteleme

Abstract Türk Medeni Kanununa göre, eşlerden birisinin veya iki tarafın isteği sonucunda, hakim tarafından evliliğe son verilmesi olan boşanmanın kanunumuzdaki nedenleri; zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin temelinden davarlığı HAGB’nın koşullarından - dır. Yani HAGB ancak mahkumi-yet hükmü kurul-muş ise verilebilir. CMK’nın 223/9 maddesi “Derhal beraat kararı veri-lebilecek hallerde durma, düşme, veya ceza verilme - sine yer olmadığı kararı verilemez.” demektedir. Yani asıl olan isnat edilen suç karşısında kişinin kamu nama kelas ipa 2 yang keren bahasa inggris. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması HAGB Kararı Sanığa isnat edilen suçun sanık tarafından işlendiğinin mahkemece tespit edildiği, cezasının tayin edildiği, ancak sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ve belirlenen denetim süresi içerisinde tekrar suç işlenmemesi halinde açıklanmayan mahkumiyet hükmünün ortadan kaldırılması anlamına gelen bir ceza hukuku kurumudur. Örnekle anlatmak gerekirse, bir suç ile ilgili olarak, suçun faili sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda; suçun, sanık tarafından işlendiği mahkemece sabit olmaktadır. Sanık hakkında uygulanacak cezanın türü mahkumiyet – adli para cezası ve miktarı da belirlenmektedir. Ancak sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşulları oluştuğundan, bu ceza hükmü açıklanmamaktadır. Eğer sanık, belirlenen denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlemez ise; denetim süresi sonunda dava düşmekte ve bu mahkumiyet hükmü ortadan kaldırılmaktadır. Sanık adeta bu suçu işlememiş hale gelmektedir. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına İlişkin Yasal Düzenlemelerin Tarihçesi Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ilk kez 15/07/2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi ile sadece çocuklar hakkında uygulanmak üzere hukukumuza girmiştir. Önceleri sadece çocuklar hakkında uygulanan bu kurum 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı yasa ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 231. maddesine eklenen fıkralar ile büyükler için de uygulanmaya başlanmıştır. Yetişkin sanıklar yönünden başlangıçta sadece şikayete bağlı suçlar yönünden uygulanan ve hükmolunan cezanın bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen bu düzenleme ile ilgili olarak 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesi ile Ceza Muhakemesi Kanunu’n 231. maddesinde değişiklik yapılmış ve buradaki ceza alt sınırı iki yıl hapis veya daha az hapis veya adli para cezaları şeklinde değiştirilerek düzenlemenin etkisi genişletilmiştir. Yasanın ilk halinde sanığın yada suça sürüklenenin Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına İlişkin beyanı alınmaksızın bu karar verilebilmekte iken 25/07/2010 tarihinde 6008 Sayılı Kanun’un 7. maddesi ile “sanığın kabul etmemesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez” cümlesi eklenmiştir. 28/06/2014 tarihli 6545 sayılı Kanun ile “Denetim Süresi içinde kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” cümlesi eklenmiştir. Şu halde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde düzenlenen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı hem çocuklar hem de büyükler hakkında uygulanmakta sadece denetim süresi bakımından bir farklılık bulunmaktadır. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması HAGB İçin Gerekli Koşullar Nelerdir? Ceza Muhakemesi Kanunu’n 231. maddesine bakıldığında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması İçin gerekli koşulları suç, ceza ve sanık yönünden üçlü bir ayırıma tabi tutarak incelememiz gerekir. Suça İlişkin olarak Koşullar HAGB Yasağının Bulunmaması Gerekir. Sanığa isnat edilen ve mahkemece sabit görülen eylemin Anayasa’nın 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılap kanunlarında yer alan suçlardan olmaması gerekir. Hükmolunan Cezaya İlişkin Koşullar Sanık hakkında hükmolunan cezanın, iki yıl veya daha az hapis cezası olması, Ya da Adli Para Cezası Olması gerekir. Dikkat edilecek olursa hapis cezası ile ilgili iki yıllık bir sınır var iken adli para cezaları yönünden herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. Yani adli para cezasının miktarı ne olursa olsun diğer koşulların varlığı halinde Hükmün Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Sanığa İlişkin Koşullar Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması gerekir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, sanığın suç tarihinde kasıtlı bir suçtan sabıkasının bulunmaması gerekir. Adli Sicilde yer alan Taksirli Suçlar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel değildir. Adli Sicilde yer alan kasıtlı suç mahkumiyetinde, cezanın adli para cezası veya hapis cezası olması arasında bir fark yoktur. Bir başka deyişle daha önce işlenen ve suç tarihi itibariyle adli sicilde görünen ceza adli para cezası da olsa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Adli Sicilde yer alan hapis cezasının süresi ya da adli para cezasının miktarı önem arz etmemektedir. Sanığın; Mağdurun veya Kamunun Zararlarını Gidermiş Olması Gerekir. İşlenen suç nedeniyle mağdurun ya da kamunun bir zararı oluşmuş ise, bu takdirde zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme, veya tazmin bedelini ödeme şeklinde tamamen giderilmesi gerekir. Dikkat edilmesi gereken husus burada giderilmesi istenen zarar maddi zarar kalemleridir. Zararın kim tarafından giderildiği önem arz etmez. Fail ya da fail adına bir başkası bu zararı giderebilir. Sanığın Yeniden Suç İşlemeyeceği Yönünde Mahkemede Kanaat Oluşması Sanığın kişilik özellikleri, duruşmada takınmış olduğu tutum ve davranışları, eylem ve söylemleri itibariyle mahkeme/hakimde tekrar suç işlemeyeceği yönünde olumlu bir kanaat oluşması gerekmektedir. Bu yönüyle, burada hakimin takdir yetkisi bulunmaktadır. Olumlu bir kanaat oluşmadığı takdirde, mahkemece sanık hakkında diğer koşullar oluşsa bile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmeyebilir. Sanığın, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Dair Olumsuz Beyanının Olmaması Mahkemece yapılacak yargılama sırasında sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ihtimaline binaen hakkında HAGB hükmü verilmesini isteyip istemediği sorulur. Eğer sanık “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istemiyorum” şeklinde olumsuz bir beyan vermezse sanık hakkında hükmün açıklanması kararı verilebilir. Bir başka deyişle, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istemeyen sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez. Sanık Hakkında Daha Önce Verilen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Dair Kararın Bulunmaması Aynı sanık hakkında, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Dikkat edilmesi gereken husus, suçun denetim süresi içerisinde işlenmesi halinde tekrar HAGB hükümlerinin uygulanmayacağıdır. Tüm bu koşulların tamamının varlığı halinde sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı İçin Sanığın Talepte Bulunması Gerekir Mi? Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması için ne sanığın ne de başka bir yargılama unsurunun talepte bulunması gerekmemektedir. Sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı konusunda gerekli koşulların oluşup oluşmadığını mahkeme/hakim kendiliğinden re’sen değerlendirme yapılacaktır. Yani mahkeme hakimi; Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan adli sicil kaydının sabıkasının bulunmadığını, Atılı suç ile ilgili olarak karşılığı olarak; cezanın iki yıl veya daha az hapis cezası ya da Adli Para Cezası olarak düzenlendiğini, Sanığın katılanın zararlarını gidermiş olduğunu, Duruşmadaki tavırları itibariyle bir daha suç işlemeyeceği kanaatine varırsa, Sanık talep etmeden hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini isteyip istemediğini soracaktır. Mahkeme bu koşulların oluşup oluşmadığını kendiliğinden değerlendireceği gibi, buna ilişkin kanaatini ve takdirini gerekçeli olarak denetime elverişli surette kararında belirtmek zorundadır. HAGB Kararının Niteliği Nedir? Hükmün Açıklanmasının geri bırakılması kararı, ilk defa suç işlemiş daha doğrusu suça öyle ya da böyle bir şekilde bulaşmış, iyi niyetli, dürüst şahıslara tanınan ikinci bir şans anlamına gelir. Adeta sanığa “evet bu suçu işlemişsin, daha önce kasıtlı bir suçtan sabıkan yok, mağdurun ya da kurumun zararlarını da gidermişsin, kişilik özelliklerini ve tutum-davranışlarını değerlendirdik bir daha suç işlemeyeceğini umuyoruz, sana ikinci bir şans veriyoruz. Eğer beş yıl boyunca hiçbir suç işlemez isen bu cezayı işleme koymayacağız. Beş yıl sonra sanki beraat etmiş gibi olacaksın. Eğer beş yıl içerisinde suç işlersen bu takdirde şimdi hükmettiğimiz ceza ile birlikte işlediğin suçun da cezasını ayrı ayrı çekeceksin.” denilmektedir. HAGB Kararlarında, sanık hakkında hükmolunan ceza açıklanmamaktadır. Bu yönüyle “ASKIDA” bir hükümdür. Denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işleninceye kadar askıda kalmaya devam edecek, suç işlenince askıdan alınarak işleme konulacaktır. Sanığın; Hakkında HAGB Uygulanmasını İstemesi, Suçu Kabul Ettiği Anlamına Gelir Mi? Yukarıda HAGB kararı verilebilmesi için gerekli koşullardan bir tanesinin, sanığın hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına en azından rızası olması gerektiğini belirtmiştik. Çünkü açıkça hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini istemeyen sanık hakkında HAGB kararı verilemeyeceğini belirtmiştik. Uygulamada sanığın mahkemede sorgusu yapıldıktan sonra sanığa, hakkında ceza verilmesi halinde ihtimalinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını isteyip istemediği sorulmaktadır. Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ettiği yönündeki beyanı, suçu ya da cezayı kabul ettiği anlamına gelmemektedir. Çünkü burada henüz yargılama sonuçlanmamış sanık hakkında verilen bir ceza bulunmamaktadır. Sanık bu şekildeki beyanı suçu kabul ya da ikrar anlamına gelmeyecektir. Yargılamanın herhangi bir süjesi tarafından, sanığın bu beyanı suçu kabul ya da ikrar olarak değerlendirilemeyecektir. Mesela, müşteki taraf “Sanık suçu işlemeseydi, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmezdi” diyemez. Mahkemece Sanığa, HAGB Uygulanmasını İsteyip İstemediğinin Sorulması Ceza Verileceği Anlamına Gelir Mi? Hayır, çünkü henüz yargılama devam etmektedir. Sanığın savunması alınmış olabilir ancak delillerin tam olarak toplanması, mağdur, suçtan gören veya katılanın beyanlarının alınması gerekir. Dikkat edilecek olursa, HAGB uygulanmasını isteyip istemediği hususu sanığın sorgusu yapılırken savunması alınırken sorulmaktadır. Mahkemece sanığa bu soru, sanık hakkında ceza verilmesi ihtimaline dayalı olarak sorulmaktadır. Sanığın yargılama sonucunda, atılı suçtan beraat etmesi pekala mümkündür. Hapis Cezasında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için, yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında hükmolunan cezanın 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası olmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, cezanın kanunda öngörülen sınırı değil mahkemece hükmolunan cezadır. Örneğin sanık hakkında yapılan yargılama neticesinde hakkında 3 yıl hapis cezasını gerektirdiği tespit edildikten sonra yapılacak takdiri indirimlerle veya kanunda yer alan diğer cezada indirim nedenleri uygulanması sonucu örneğin sağır ve dilsizlik, ya da yaş küçüklüğü vs. sonuç olarak hükmolunan ceza 2 yıl veya daha az hapis cezası ise diğer koşulların da varlığı halinde HAGB uygulanacaktır. Bir başka ifadeyle kanunda öngörülen ceza değil, netice olarak mahkemece hükmolunacak cezaya bakılır. Bu durum çocuklar 18 yaşını doldurmamış için de geçerlidir. Yani suçun faili 18 yaşından küçük de olsa hükmolunan cezanın 2 yıl veya daha az hapis cezasına hükmolunması gerekir. Adli Para Cezasında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Sanık hakkında mahkemece adli para cezasına hükmetmiş ise bu durumda adli para cezasının miktarına bakılmaksızın diğer koşulların da varlığı halinde Hükmün Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Bir başka ifadeyle hapis cezası açısından iki yıl sınırı var iken, adli para cezasında cezanın miktarı konusunda herhangi bir sınırlama yoktur. HAGB Kararına İtiraz Edilebilir Mi? 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil kararlardandır. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına itiraz edilmesi mümkündür. Zaten hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde hangi süre içerisinde hangi mahkemeye itiraz edilebileceği hususu kararda belirtilmek zorundadır. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına Karşı Ne Kadar Sürede İtiraz Edilir? Hükmün açıklanmasının geri bırakılması HAGB kararına karşı kararın tefhim ya da tebliğinden itibaren 7 yedi gün içerisinde itiraz edilmelidir. HAGB Kararına İtiraz Süresi Ne Zaman Başlar? Eğer kararın verildiği duruşmada sanık hazır bulunuyor ise, kararın verildiği duruşmadan itibaren 7 gün içinde itiraz edebilir. Kararın duruşmada hazır bulunanlara bildirilmesi işlemine tefhim denilir. Eğer kararın verildiği duruşmada sanık hazır değil ise, yani sanığın yokluğunda karar verilmiş ise; gerekçeli kararın sanığa tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde karara itiraz edebilir. Aynı durum katılan için de geçerlidir. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması HAGB Kararına Karşı Nasıl İtiraz Edilir? Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı, taraflar; kararın duruşmada öğrenilmesi halinde öğrenme tarihinden itibaren, kararın verildiği duruşmada hazır bulunmayanlar ise gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren 7 yedi gün içinde itiraz dilekçesi ile itiraz edebilirler. İtiraz dilekçesi kararı veren mahkemeye verilecektir. unutulmamalıdır ki; İtiraz dilekçesinin bir ceza avukatı tarafından hazırlanması hayati önem taşımaktadır. HAGB Kararlarında İtirazı İnceleme Mercii Hangisidir? HAGB kararları CMK. 231. maddesi gereğince itirazı kabil kararlardandır. Bu nedenle İtiraz Yargı Yoluna tabidir. CMK.’nun 267 ve 268. maddelerinde İtiraz Kanun Yolu düzenlenmiştir. Buna göre; Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği kararlara karşı itiraz halinde, Asliye Ceza Mahkemesinin bağlı bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesi itirazı inceleyecektir. Örneğin, Gaziantep 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen HAGB kararına karşı itiraz halinde, Gaziantep Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelenecektir. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararlara karşı itiraz halinde, kararı veren Ağır Cezayı numara olarak takip eden Ağır Ceza Mahkemesi itirazı inceleyecektir. Örneğin, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi kararına karşı itirazı, Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesi inceleyecektir. Eğer tek Ağır Ceza Mahkemesi var ise en yakın Ağır Ceza Mahkemesi itirazı inceleyecektir. Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince verilen karara karşı itirazı, Ceza Dairesini numara olarak takip eden Ceza Dairesi inceleyecektir. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin HAGB kararına karşı itirazı, 4. Ceza Dairesi inceleyecektir. HAGB Kararına Karşı İtiraz İncelemesi Nasıl Yapılır? İtirazlar hangi yönlerden incelenir? Hükmün Açıklanmasının geri bırakılması kararının tarihçesini açıklarken bu hükmün cezanın bireyselleştirilmesi bağlamında Ceza Hukuk Sistemimize sonradan entegre edildiğini belirtmiştik. Yargıtay, HAGB kurumunun ceza hukukumuza girdiği ilk aşamalarda HAGB kararlarının sadece şeklen incelenmesi gerektiği düşüncesinde idi. Yani sadece sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde inceleme yapılması gerektiği düşüncesinde idi. Ancak daha sonra HAGB kararlarının şeklen incelenmesinin ciddi hak kayıplarına ve adil yargılanma hakkının ağır ihlallerine neden olduğu görüldü. Üstelik bazı mahkemeler sadece şekil yönünden inceleme yaparken bazı mahkemelerin hem şekil hem de esas yönünden inceleme yapması yargıdaki yeknesaklığı tekdüzen bozduğu görülmüştür. Bu nedenle Yargıtay, sadece şeklen incelenmesi yönündeki görüşünden vazgeçerek HAGB kararlarının hem şekil hem de esas bakımından incelenmesi gerektiği yönünde içtihadını değiştirmiştir. Sonuç olarak artık HAGB kararlarına itiraz edilmesi halinde, itiraz mercii; Hem Şekli olarak Sanığın daha önce başka bir suçtan sabıka kaydının olup olmadığını, suç nedeniyle ortaya çıkan zararın karşılanıp karşılanmadığını, sanık hakkında daha önce verilen bir HAGB kararının bulunup bulunmadığını, işlenen suçun kasıtlı bir suç olup olmadığı, sanığın tutum ve davranışları bakımından sanık hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verilmesinin hukuka uygun olup olmadığını, Hem de esasa ilişkin olarak atılı suçun sanık tarafından işlenip işlenmediği, yargılamada hukuka aykırı bir durum olup olmadığı, sanığın adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediğini vs. inceleyerek itiraza ilişkin bir karar verecektir. HAGB Kararına İtiraz İncelemesi Duruşmalı Yapılabilir Mi? Hayır. Duruşmalı olarak itiraz incelemesi yapılmayacaktır. 5271 sayılı CMK.’ nun 271. maddesinde, kanunda aksi yazılı olmadıkça itiraz hakkında duruşma yapılmayacağı öngörülmüştür. Cumhuriyet savcısı ile müdafi veya vekilin dinlenmesi zorunlu olmadığı gibi, sanığın ve katılanın dinlenilmesi öngörülmemiştir. Yasanın 231. maddesinde de, itirazın duruşmalı olarak yapılması öngörülmediğinden bu konudaki itirazın duruşma yapılmaksızın inceleneceği anlaşılmaktadır. CMK.’ nun 271. maddesi uyarınca gerçekleştirilen işlemin duruşmalı bir inceleme olmadığı açıktır. Çünkü, yargılamanın asıl tarafı olan sanık ve katılanın hazır bulunması istenmemiş, Cumhuriyet savcısı ile müdafi veya vekilin dinlenmesi dahi zorunlu tutulmamıştır. HAGB Kararına İtiraz Üzerine, İtiraz Mercii, Mahkeme Yerine Geçerek Karar Verebilir Mi? Hayır. İtiraz mercii sadece itirazın yerinde olup olmadığını inceleyecektir. Eğer itiraz yerinde görülmez ise HAGB kararına itirazın reddine karar verecektir. Eğer itiraz merci yapılan itirazı yerinde görürse bu durumda itirazın kabulüne, HAGB kararının kaldırılmasına ve yeniden karar verilmek üzere mahkemesine dosyayı gönderecektir. HAGB Kararına İtiraz Kabul Edilirse Ne Olur? İtiraz mercii itirazı yerinde görür ise bu durumda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Dair Kararı kaldırır. Dosyayı yeniden karar vermek üzere mahkemesine gönderir. Mahkemece hemen yeni bir duruşma tarihi belirlenerek taraflara usulüne uygun tebligat gönderecektir. Belirlenen duruşma tarihinde mahkeme yeni bir karar verecektir. HAGB Kararına İtirazın Reddine Karar Verilirse Ne Olur? Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yapılan itiraz ile ilgili inceleme yapan itiraz mercii, itirazı yerinde görmez ise itirazın reddine dair karar verir. Dosyayı mahkemesine gönderir. İtiraz merciince verilen bu karar kesin olup, itiraz merciinin vermiş olduğu bu karara itiraz edilemez. HAGB Kararlarına Karşı Yargılamanın Yenilenmesi Yoluna Gidilebilir Mi? Hayır, HAGB kararlarında yargılamanın yenilenmesi olmaz. Çünkü yargılamanın yenilenmesine ilişkin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 311 ve devamı maddeleri incelendiğinde, bir olağanüstü kanun yolu olarak düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kurumunun sadece kesinleşmiş kararlara karşı gidilebilecek bir yol olduğu belirtilmiştir. Oysa hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının hukuki niteliğini açıklarken, askıda bir hüküm olduğunu; bu nedenle ortada açıklanmamış ve kesinleşmemiş bir mahkeme kararı olduğunu belirtmiştik. Şu halde ortada henüz açıklanmamış ve kesinleşmemiş bir mahkeme hükmü olduğundan HAGB kararlarına karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmesi mümkün değildir. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Halinde Denetim Süresi Ne Kadar Olacaktır? Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında denetim süresi bakımından suç failinin, suç tarihindeki yaşı bakımından bir ayrıma gidilmiştir. Eğer suç tarihinde 18 yaşından küçük ise Suça Sürüklenen Çocuk, bu takdirde denetim süresi Çocuk Koruma Kanunu 23. maddesi uyarınca 3 yıl olacaktır. Eğer suç tarihinde 18 yaşından büyük ise sanık, takdirde denetim süresi 5 yıl olacaktır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken mahkemece bir denetim süresi öngörüldüğünü bu denetim süresi içerisinde suç işlenmemesi halinde hükmün açıklanmayacağı ve davanın düşmesine karar verileceğini belirtmiştik. Denetim Süresi İçerisinde Suç İşlememe Dışında Başka Bir Yükümlülük Var Mıdır? Denetim süresi büyükler için 5 yıl 18 yaşından küçükler için 3 yıl olarak belirlenmektedir. Bu denetim süresi içerisinde kasten işlenebilen bir suçun işlenmemesi gerekir. Bunun yanı sıra denetim süresi içerisinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak; a Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine, b Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına, c Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine, karar verilebilir. İşte HAGB denetim süresi içerisinde sanığın hem 5 yıllık süre boyunca yeniden suç işlememesi hem de eğer mahkemece belirlenmiş ise 1 yıldan fazla olmayacak süre ile belirlenen tedbirleri ihlal etmemesi gerekir. Aksi takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanır. HAGB Denetim Süresi Ne Zaman Başlar? Yukarıda Hükmün Açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebileceğini belirtmiştik. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde denetim süresinin ne zaman başlayacağını açıklayabilmek için iki ihtimalden bahsetmek gerekir. Eğer hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı tefhim ya da tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde itiraz yoluna gidilmez ise bu sürenin dolduğu tarihten itibaren, Eğer hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı 7 günlük süre içerisinde itiraz edilmiş ise itiraz merciince itirazın reddine karar verildiği tarihten itibaren , Denetim süresi başlayacaktır. HAGB İçin Mağdurun Manevi Zararlarının Giderilmesi Gerekir Mi? Yargıtay Ceza Genel Kurulunun tarihli 2008/250 esas ve 2009/13 karar sayılı, tarihli 2015/99 esas ve 2018/313 karar sayılı kararları ile benzer nitelikteki birçok kararında açıklandığı üzere; “… hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan objektif koşullardan biri de, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesidir. Bu zararın, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zarar olması gerekir. Manevi zarar bu kapsama dahil değildir.” Bir başka ifadeyle Hükmün Açıklanmasının Geri bırakılması için giderilmesi gereken zarar maddi zarar olup, sanığın manevi zararları gidermesi gerekmemektedir. Ancak bu durum mağdurun manevi zararlarını talep edemeyeceği anlamına gelmemelidir. Yani mağdur sanığa karşı hukuk mahkemelerinde manevi zararlarının giderilmesi için Manevi Tazminat davası açabilir. Buna hiçbir engel bulunmamaktadır. HAGB için Mağdurun Giderilmesi Gereken Maddi Zararları Ne Şekilde Tespit Edilir? Yargıtay Ceza Genel Kurulu, HAGB için maddi zararın “… kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zarar olması gerekir…” şeklindeki içtihadıyla maddi zararın basit bir araştırma ile tespit edilmesi gerekir. Burada hakimin zararı yaklaşık olarak tespit etmesi gerekir. Ancak bazen zararın tespiti, hakimin genel bilgisini aşan teknik inceleme gerektirebilir. Bu durumda yaklaşık zararın tespit edilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırmalıdır. Hukuk mahkemelerinde bir tazminat davası açıldığı zaman, maddi zarar kalemleri en ince detayına kadar incelenir, hatta bilirkişi marifetiyle bu zararların ne kadar olduğu tespit edilir. Oysa, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin şartlardan olan “zararın giderilmesi” kapsamında yapılan inceleme detaylı olmayacaktır. Bu durumda mağdurun zararının tamamının karşılanmaması gündeme gelebilir. Bu takdirde mağdurun yapacağı şey hukuk mahkemelerinde sanık aleyhine maddi tazminat davası açmak olacaktır. HAGB kapsamında zararı giderilen mağdurun, zararının tam karşılanmadığından bahisle hukuk mahkemelerine tazminat davası açmasına engel bir durum yoktur. Mağdurun Zararı Giderilmezse HAGB Kararı Verilmesi Mümkün Müdür? Zarar suçları dediğimiz, suçun işlenmesi ile birlikte maddi zararların ortaya çıktığı suçlarda mağdurun, suçtan zarar görenin maddi zararlarının , Sanık tarafından , aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. Eğer sanık zararı bu üç durumda belirtilen şekillerde gidermez ise sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir. Ortada Tespit Edilebilir Bir Zarar Yok İse HAGB Uygulanabilir Mi? Yukarıda belirttiğimiz üzere HAGB için öngörülen zararın giderilmesi koşulu zarar suçları açısından geçerlidir. Zararın maddi nitelikli olması gerektiğini de belirtmiştik. Ancak bazı suçlar vardır ki ya zarar oluşmamakta ya da zarar maddi nitelikli değildir. Örneğin tehdit, hakaret suçlarında maddi nitelikli bir zarar söz konusu değildir. Yine imar kirliliğine neden olma suçu, mühür fekki suçlarında da ortada giderilmesi gereken bir zarar söz konusu değildir. İşte maddi nitelikli zararın olmadığı ya da hiçbir zararın doğmadığı suçlarda HAGB koşulu olan “uğranılan zararın giderilmesi” aranmayacak diğer koşulların varlığı halinde sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Mağdur ya Da Müşteki Zararın Giderilmesini Kabul Etmez İse Ne Olur? Sanık mağdurun zararını gidermeyi kabul etmiş, ancak mağdur ya da müşteki zararının giderilmesini kabul etmediğini, sanığın cezalandırılmasını talep ettiğini beyan ederse ne olacaktır? Bu takdirde mahkeme hakiminin yapması gereken tevdi mahalli tayin etmesi ya da sanığın zararı PTT yoluyla mağdurun adresine konutta teslim şeklinde göndermesi gerekir. Tevdi mahalline zararın parasal karşılığının verilmesi ya da PTT yoluyla mağdur ya da müştekinin adresine, konutta teslim şeklinde gönderilmesi halinde “zararın giderilmesi” koşulu yerine getirilmiş olacaktır. İkinci Kez HAGB Yasağı Ne Zaman Uygulanır? Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildikten sonra söz konusu karanın süresi içerisinde itiraz edilmemesi ya da itiraz edilmesi üzerine itiraz merciince red kararı verilmesi halinde denetim süresinin başlayacağını belirtmiştik. İşte başlayan denetim süresi içerisinde artık aynı sanık hakkında bir daha HAGB uygulanması mümkün değildir. Burada, ikinci HAGB düşünülen suçun denetim süresi içerisinde işlenip işlenmediğine bakılmayacaktır. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasını Kabul Etmeli Miyim? Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kabul etmediğini beyan etmesi halinde hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceğini belirtmiştik. Bu durumda müvekkillerimizin “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı verilmesini kabul etmeli miyim?” sorusuyla karşılaşmaktayız. Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki; HAGB kararı verilmesini kabul etmek suçu kabul etmek anlamına gelmeyecektir. HAGB kararına itiraz edilmesi halinde itiraz incelemesinin hem şekil HAGB koşullarının oluşup oluşmadığı hem de esasa ilişkin suçun sanık tarafından işlenip işlenmediği, yargılamanın adil şekilde yapılıp yapılmadığı vs. hususları incelenecektir. Ancak, HAGB kararına itiraz incelemesi dosya üzerinden yapılmakta, duruşmalı inceleme olmamakta, tarafların ya da tanıkların dinlenmesi mümkün değildir. Yani hiçbir şekilde bir istinaf incelemesi kadar etkili ve detaylı olamamaktadır. Genel itibariyle HAGB’yi kabul etmek lehe olsa da her durum için geçerli değildir. Özellikle bazı memuriyet tipleri açısından riskler bulunabilir. örneğin bir polis memuru hakkında hırsızlık suçundan dolayı HAGB kararı verilse bile çok ciddi sonuçlar doğurabilecektir. İlk derece mahkemesi tarafından suçun sabit görülmesi halinde bu kararı istinaf ya da temyiz aşamasına taşımak ve kendini aklamak mümkün olmayabilir. Bu nedenle mutlaka ama mutlaka bir ceza avukatının hukuki yardımından faydalanmalısınız. Aynı Kararda Sanık Hakkında Aynı Suç Nedeniyle Hem HAGB Hem De Erteleme Kararı Verilebilir Mi? Hayır verilemez. Sanık hakkında ya Erteleme hükümleri ya da Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verilmelidir. Sanık Hakkında Erteleme ve HAGB Koşulları Oluşursa Hangisi Uygulanacaktır? Sanık hakkında Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması koşulları bulunursa sanığın daha lehine bulunan Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verilmelidir. Çünkü, sanık hakkında HAGB kararı verilmesi halinde henüz hüküm ve sonuç doğurmayan bir karar olacaktır. Bu yönüyle sanığın adli sicil kayıtları itibariyle herhangi bir olumsuz kayıt bulunmayacak, sanık hakkında mahkumiyete dayalı bir kısıtlama bulunmayacak, kişi milletvekili ya da devlet memuru olabilecek vb. HAGB Kararı Hukuk Mahkemesi Hakimini Bağlar Mı? HAGB Kararının Hukuk Mahkemesine Etkisi Nedir? Sanık hakkında verilen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı hukuk mahkemesi hakimini bağlamayacaktır. Türk Borçlar Kanununun 74. maddesinde “Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz.” hükmü yer almaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5-son cümlesinde “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.” hükmü yer almaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01/02/2012 tarih ve 2011/19-639 esas, 2012-30 karar sayılı kararında da “…maddi olgunun belirlenmesi yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından, hukuk hakimini bağlamayacağının kabulü gerekir.” şeklinde içtihatta bulunmuştur. HAGB Kararı Verilmesi Silah Ruhsatı Almaya Engel Teşkil Eder Mi? Evet. Engeldir. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı’nın hukuki niteliğini açıklarken “Askıda” bir karar olduğunu ve suç işlenmediği 5 yıl boyunca askıda kaldığını belirtmiştik. Şu halde, denetim süresi boyunca sanığın hukuki durumu “Yargılaması Devam Eden” konumundadır. Dolayısıyla haklarındaki ceza yargılaması devam eden kişilere silah ruhsatı verilmediğinden, haklarında HAGB kararı verilip denetim süresi dolmamış kişiler Silah Ruhsatı alamayacaktır. Hakkında HAGB Kararı Verilen Sanık Ne Zaman Silah Ruhsatı Alabilir? Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sonrasında denetim süresi içerisinde suç işlememiş olan sanık, sürenin bitmesi üzerine kamu davasının düşürülmesine ilişkin kararını ibraz etmek suretiyle silah ruhsatı alabilecektir. HAGB Kararı Adli Sicile İşler Mi? Sabıka Kaydında Görünür Mü? Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı, Adli Sicil kaydında yani sabıka kaydında görünmez. Hükmün Açıklanmasının geri bırakılması kararları kendisine özgü bir sisteme kaydedilir. Ancak hakim veya savcı tarafından bir soruşturma ya da kovuşturma ile ilgili olarak incelenebilir. HAGB Kararı Özel Güvenlik Olmaya Engel Midir? Hayır değildir. Kişi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı var ise yargılaması devam edenler statüsündedir. Bu durumda denetim süresi içerisinde herhangi bir suç işlememesi halinde Özel Güvenlik olmaya engel değildir. Ancak denetim süresi içerisinde suç işlenmesi ve HAGB kararı verilen hükmün açıklanması halinde, kişiler hakkında yeniden değerlendirme yapılabilecektir. Özel güvenlik olmaya engel bir hüküm verilmiş ise cezanın miktarı veya türü bakımından bu takdirde çalışma izinleri iptal edilecektir. HAGB Kararı Silahlı Özel Güvenlik Olmaya Engel Midir? Evet engeldir. Haklarında HAGB kararı bulunan kişiler silah ruhsatı alamadıkları gibi Silahlı Özel Güvenlik olarak da görev yapamazlar. Bu husus İçişleri Bakanlığı’nın genelgesinde “Silahlı özel güvenlik görevlisi olacaklar için ise, Yönetmeliğin 24 üncü maddesi gereğince silahlı çalışacak özel güvenlik görevlilerinde 6136 sayılı Kanun ve 91/1779 karar sayılı Yönetmelikte aranan şartlar arandığından ve 91/1779 karar sayılı Yönetmeliğin 16 ncı maddesi dördüncü fıkrası “Bu madde kapsamında sayılan fiillerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemleri, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulur. Yargılama sonucuna kadar silah ilgili birimce emanete alınır.” hükmünce yargılaması devam edenlere silah ruhsatı verilmediğinden, 91/1779 karar sayılı yönetmeliğin 16 ncı maddesinde geçen suçlardan yargılaması devam edenler silahlı özel güvenlik görevlisi olamayacak, talepleri olması ve başkaca engel bir durumları olmaması halinde kendilerine silahsız çalışma izni verilecek, yargılama sonucunda durumları tekrar değerlendirilecektir.” şeklinde düzenlenmiştir. HAGB Kararının Memuriyete Etkisi Nedir? 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 48/A-5. maddesinde “Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartlar aranır. 5. Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak….” hükmü yer almaktadır. Dikkat edilecek olursa memurluğa engel olan husus, bu suçlardan yargılanmış olmak değil, bu suçlardan dolayı mahkumiyet hükmünün bulunmasıdır. Oysa yukarıda açıkladığımız üzere Hükmün Açıklanmasının Geri bırakılması kararı henüz açıklanmamış, hukuk dünyasında sonuç doğurmayan ve kesinleşmemiş bir hüküm bulunmaktadır. Yani HAGB kararı almış sanık hakkında bir mahkumiyet hükmü bulunmamaktadır. Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, kişinin memur olmasında ya da sanığın zaten memur olması halinde memuriyetinde hiçbir olumsuz etkisi olmayacaktır. Denetim Süresi İçerisinde Suç İşlenmesi Halinde Ne Olur? Hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlenmesi ve bu suç ile ilgili mahkumiyet kararı verilmesi halinde bu durum HAGB kararını veren mahkemeye bildirilir. HAGB Kararı veren mahkeme, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararının Kaldırılmasına ve hükmün açıklanmasına karar verir. Ancak açıklanan hükmün seçenek yaptırımlara çevrilmesi ya da ertelenmesi mümkün değildir. Hükmün Açıklanması Halinde Sanığın Hakları Nelerdir? Sanık hakkındaki mahkumiyet Hükmünün açıklanması üzerine sanık istinaf kanun yoluna gidebilecektir. Bu durumda hükmü açıklayan mahkemeye vereceği istinaf dilekçesi ile kararı istinaf edecektir. İstinaf incelemesini hükmü açıklayan mahkemenin bağlı bulunduğu Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili ceza dairesi yapacaktır. Suç olarak tanımlanan davranışlar, toplumsal barışı tehdit ederler. Ceza Hukuku, suçları tanımlayan, suçlar için öngörü­len yaptırımları ve bu yaptırımların nasıl uygula­nacağını gösteren hukuk alanıdır. Bu açıdan Ceza Hukukunun işlevi, tüm hukuk kurallarında olduğu gibi, öncelikle toplumun düzenini sağlamak ve bireylerin ilişkilerini düzenlemektedir. Ceza Hukukunun bu işlevini gerçekleştirilmesi amacıyla kullanılan temel araç, ceza yasalarıdır. Bu kapsamda ceza hukuku, yasaklanan davranışları yapmaktan kaçınmayan veya yapılması gerekenleri yapmayan bireylerin cezalandırılması işlevini gördüğü kadar; bireylerin yasak alanlarının belirlenmesinde onların haklarını koruyan bir işleve de sahiptir. Ceza Hukukunun işlevleri hususunu suç işleyen bireylerin penceresinden incelediğimizde ise, teoride “ceza hukukunun özel önleme fonksiyonu” olarak nitelendirilen, bireyin toplumdan uzaklaştırılmak suretiyle ıslah edilmesi toplumsal barış ve düzenin sağlanmasında önemli yere sahiptir. Buna karşın, kimi zaman bireylerin suç işlemesi neticesinde toplumdan uzaklaştırılarak ıslah edilmesi, toplumun barış ve yararı aleyhine olacaktır. İşte bu noktada hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi uygulama alanı bulacaktır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması yahut kısaca HAGB, sanık hakkında hükmolunan cezai yaptırımın belirli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranması halinde ceza kararının ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine yol açan cezanın bireyselleştirilmesi kurumudur. Türk Hukuku sistemine ilk kez 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesi ile girmiş ve daha sonra Ceza Muhakemesi Kanunu’na aktarılarak yetişkinler için de uygulama alanı bulmuş, hukuki müessesedir. Kurumun öncelikli amacı, kişiyi doğrudan cezai yaptırıma tabi tutmak suretiyle toplumdan ve yaşamdan soyutlamak yerine bir denetim süresi öngörüp o süre içerisinde daha dikkatli davranışlar sergilemesini hakkında suç işlendiğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda, ortada ilan edilip kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü olmadığından, hüküm kişi bakımından uygulama bulmayacaktır; zira hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı niteliği itibariyle kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü değildir. HAGB Şartları 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulama alanı bulabilmesi için, birtakım şartların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun HAGB kararı için aradığı tüm şartlar vücut bulmadan, hakim, HAGB kararı verme yetkisine sahip kurumunun uygulama alanı bulması için birlikte gerçekleşmesi gereken şartları sıralamak gerekirse; Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması Sanığın daha önce kasten işlediği bir suçtan dolayı kesinleşmiş mahkumiyeti varsa hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez. Önceki mahkumiyetinin hapis cezası veya adli para cezası olmasının veya cezanın miktarının önemi yoktur. Sanığın önceki mahkumiyetine esas teşkil eden suç kasten işlenmişse, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir. Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması Mahkeme, sanığın duruşmadaki tutum ve davranışlarını, kişilik özelliklerini göz önüne alarak yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varırsa hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verir. Önemle belirtmeliyim ki, hakim, sanığın davranışlarını ve kişiliğini sübjektif kriterlere göre değerlendiremez. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre sanığın duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz bir davranışı ve bilinen olumsuz bir kişilik özelliği yoksa, hakim HAGB kararı vermelidir. Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi İşlenen suç sebebiyle mağdur yahut kamu bir zarara uğramışsa, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için uğranılan söz konusu zararın giderilmesi gerekir. Suç nedeniyle oluşan zarardan kasıt, doğrudan suçun neden olduğu maddi zararlardır. Manevi zararlar uğranılan zarar kapsamında değildir. Zararın giderilmesi, zararın konusu olan şey aynen verilebiliyorsa aynen iade yoluyla, aynen iade edilemeyecek bir şey ise tazmin suretiyle giderilmesi yoluyla mümkün olur. Hükmedilen sonuç cezanın 2 yılın altında hapis yahut adli para cezası olması HAGB kararı verilebilmesi için mahkemenin yaptığı yargılama neticesinde hükmettiği ceza hapis cezası ise, 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası olmalıdır. Buna paralel olarak verilen adli para cezası hususunda da HAGB kararı verilmesi mümkündür. Burada dikkat edilmesi gerekilen husus, mahkemenin işlenen suç neticesinde hapis cezası yaptırımını uygulaması ve takiben söz konusu hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi halinde HAGB kararı uygulama alanı bulmayacaktır. Sanığın, hakkında HAGB kararı verilmesine rızasının bulunması Sanık, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kabul etmediğini beyan ederse yargıç, HAGB kararı veremez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, yargılama sonucunda temyiz veya itiraz safhalarında bazı hak kayıplarına yol açabilmektedir. Bu nedenle sanığın hakkında verilen bu kararı onaylaması daha doğrusu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmesi gerekmektedir. Bu açıdan, HAGB kararının sanığın lehine olup olmadığı, her somut olay için farklılık arz edecektir. Önemle belirtmek isterim ki, her ne kadar yukarıda sayılan şartlar bir arada bulunsa da, kimi suçlarda HAGB kararı verilmesi hukuk sistemimizce kabul edilmemiştir. Bunları örneklendirmek gerekirse; Karşılıksız çek keşide etme suçu İmar kirliliğine sebep olma suçu Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar gibi… HAGB Kararına İtiraz Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, yargılama sonucunda temyiz veya itiraz safhalarında bazı hak kayıplarına yol açabilmektedir. Bu nedenle sanığın hakkında verilen bu kararı onaylaması daha doğrusu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmesi gerekmektedir. Sanık eğer hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ederse ve mahkemece bu yönde bir karar verilirse sanığın hükmü temyiz etme imkanı bulunmayacaktır. Buna karşın sanık, verilen karara karşı itiraz kanun yoluna başvurabilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı, kararın duruşmada öğrenilmesinden yahut tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. HAGB kararına karşı istinaf veya temyiz başvurusu kararını veren mahkemeye dilekçe verilmek suretiyle HAGB kararına itiraz edilebilir. Kararı veren mahkeme itirazı önce kendisi değerlendirir. İtiraz üzerine yapacağı inceleme ile kendi verdiği kararı düzeltebilir. HAGB kararı veren mahkeme, kararına yapılan itirazı yerinde görmezse itiraz dilekçesini itirazı incelemeye yetkili mahkemeye gönderir. HAGB KARARINA İTİRAZ DİLEKÇESİ HAGB kararına itirazı incelemeye yetkili mahkeme; HAGB kararı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş ise, itirazı incelemeye yetkili mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir. Örneğin, HAGB kararı İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş ise, itirazı incelemeye yetkili mahkeme İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’dir. HAGB kararı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş ise, itirazı incelemeye yetkili mahkeme ilgili Ağır Ceza Mahkemesini sıra numarası olarak izleyen Ağır Ceza Mahkemesidir. Örneğin, HAGB kararı İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş ise, itirazı incelemeye yetkili mahkeme İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’dir. Yargıtay yerleşik içtihatlarınca HAGB itiraz dilekçesi incelemek üzere kendisine gönderilen mahkeme, itiraz edilen kararı hem usul hem esas açısından denetimden açıklanmasının geri bırakılması kararı, itiraz edilmeyerek veya itiraz edildiğinde itirazı incelemeye yetkili merciinin red kararı ile kesinleşir. Kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı “kanun yararına bozma” yoluna başvurulabilir. HAGB Kararı Sonuçları Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı neticesinde, sanık 5 yıl süreyle denetime tabi tutulur. 18 yaşından küçük çocuklar için denetim süresi 3 yıldır. Sanığın bu denetim süresi içinde kasten bir suç işleyip işlememesine göre iki sonuç ortaya çıkar Sanık denetim süresi boyunca kasten suç işlemez ve hakim tarafından takdir edilen yükümlülüklere aykırı hareket etmezse, işlediği suçun hukuki sonuçlarından muaf tutulmaktadır. Özetle suçu işleyen kişi hakkında işlediği suçun hukuki sonuçlarından korunmaktadır. Buna paralel olarak suç, adli sicil kaydına da yansıtılmamaktadır. Sanık, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işler veya hakimin belirlediği yükümlülüklere aykırı hareket ederse açıklanması geri bırakılan hüküm mahkeme tarafından açıklanır. Velhasılı kelam, uygulamada eylemi cezalandırma ve cezalandırmama arasındaki ince çizgide yer alan müessesenin en karakteristik özelliği olan, suçun sanık hakkında hukuki sonuç doğurmama hususu göz önünde bulundurulduğunda, şarta bağlı af niteliğinde olan HAGB kurumu, doğru uygulamalar neticesinde toplum barışının sağlanmasında ve bireylerin yaşamlarını devam ettirmesinde önemli rol almaktadır. Buna karşın “Suç Oranı Neden Artar?” başlıklı yazıda da belirtildiği üzere yanlış uygulamalar, suçlunun hukuk sistemini denediği eylemden zaferle çıkmasına dayanarak, suç işlemenin korkulacak bir şey olmadığı algısının ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. Bu doğrultuda yargıçların, bu konuda kendilerine tanınan geniş takdir yetkisini, tabiri caizse ince eleyip sık dokuyarak kullanmaları, bizi mutlak adalete bir adım daha yaklaştıracaktır. İçindekiler1 Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılmasının Hakkında HAGB Kararı Verilen Sanık Ne Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması HAGB Kararı Temyiz Edilebilir Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması HAGB 2017 Yılı İtibarı ile Yapılan Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılmasını İtiraz Dilekçesi Nasıl YazılırHükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması Nedir Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması kısa adıyla HAGB; kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. Maddesi ile düzenlenmiştir. Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl tarihli 5728 sayılı Kanunla 1 yıldan 2 yıla çıkarılmıştır, ayrıca 18 yaşından küçük sanıklar için bu ceza üç yıl ve daha az olarak belirlenmiştir. veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise, mahkemece; hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verilebilir. Makalemizin diğer kısımlarında Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması, HAGB olarak kısaltılacak ve birçok yerinde bu şekilde kullanılacaktır. Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılmasının Şartları HAGB kararları bütün sanıklar hakkında uygulanmaz. HAGB kararlarının uygulanabilmesi için bazı şartların bulunması gerekmektedir. Öncelikle sanığın daha önce herhangi bir kasıtlı suçtan ötürü mahkum olmaması. Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği yönünde kanat oluşması, suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması Kararına İtirazMahkeme bütün bu yönleri ile gerekli incelemeyi yaptıktan sonra verilen cezanın Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılmasına karar kararının verilebilmesi için sanığın muvafakati gereklidir, sanık hakkında HAGB kararının uygulanmasını isteyip istememe konusunda serbesttir. Hakkında HAGB Kararı Verilen Sanık Ne Yapmalıdır Hükmün açıklanmasının Geriye Bırakılması Kararı verilmesi halinde sanık 5 yıl süre ile denetime tabi tutulur. Bu süre içerisinde sanığın herhangi bir kasıtlı suçtan dolayı ceza almaması gerekmektedir. Süre sanığa verilen cezanın kesinleşmesi ile başlar. Sanık hakkında HAGB kararı verilen hükümde mahkum olunan hapis cezası ertelenemez, kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez. Sanık hakkında verilen HAGB kararının kesinleşmesinden sonra belirlenen denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlerse hüküm açıklanır. Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması HAGB Kararı Temyiz Edilebilir mi Mahkemece verilen cezanın Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması nedeniyle ertelenmesine karar verilmiş ise bu ceza temyiz edilemez. HAGB kararlarına karşı üst mahkemeye itiraz edilebilir. Üst Mahkemenin verdiği karar kesindir. TCK nın düzenlenen erteleme hususu, HAGB den farklıdır. TCK nın 51. Maddesi uyarınca cezanın ertelenmesi hususunda verilen kararlar da istinaf yoluna kararına itirazHükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması HAGB 2017 Yılı İtibarı ile Yapılan Değişiklikler 5271 Sayılı Yasanın 231. Maddesi ile düzenlenmiş olup 08/02/2008 tarihli 5728 Sayılı Kanunla bazı değişiklikler yapılmış olup, Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması 2017 yılı için de aynı kanun çerçevesinde uygulanmaya devam edilmektedir. Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılmasını İtiraz Dilekçesi Nasıl Yazılır Mahkemece verilen cezanın Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması nedeniyle ertelenmesine karar verilmiş ise, bu cezaya ancak üst mahkemeye gönderilip incelenmesi amacıyla itiraz edilebilir. Bu nedenle dilekçemizin üst mahkemeye hitaben yazılmış olması gerekmektedir. Yani Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği bir karar için üst mahkeme olan Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir. Dilekçede itiraz sebeplerimiz delillere dayanılarak, gereksiz hususlara yer verilmeden, talebimiz açık ve net belirtilerek yazılmalıdır. Sitemiz içerisinde bulunan Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılmasına İtiraz Dilekçe Örnekleri üzerinde gerekli düzenlemeleri yaparak itirazınıza uygun uyarladıktan sonra ilgili mahkemeye verebilirsiniz. Yine de dilekçe yazarken bir hukuk uzmanına danışmanız veya yardım almanız sizin açınızdan daha faydalı olacaktır. Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılmasına İtiraz Dilekçesi Örneklerine buradan ulaşabilirsiniz. Genel OlarakHAGB Nedir ?Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasının Şartları Suç ve Cezaya İlişkin HAGB Şartları Sanığa İlişkin HAGB ŞartlarıHükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve DenetimGenel OlarakZamanaşımıHükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve İtirazHAGB ve Memuriyete EtkisiHükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Cezanın ErtelenmesiHAGB SonuçlarıGenel OlarakHükmün açıklanmasının geri bırakılması; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun üçüncü bölümündeki Karar ve Hüküm’ başlığı altında ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Bunun nedeni ceza yargılaması sonucunda verilecek olan hükmün hukuki olarak sonuç doğurup doğurmaması konusunda farklı bir neticeye varılmak istenmesidir. İlk olarak 2005 yılında Türk hukuk sisteminde uygulanmaya başlanan HAGB adli yargımızda sıkça kullanılmaktadır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ne demek?’ sorusuna bakılacak olursa kısaca; yargılama sonucu mahkûmiyet kararı verilmiş sanığın CMK şartlara uygun davrandığı takdirde hakkında kurulmuş olan hükmün hukuki olarak sonuç doğurmayacak açıklanmasının geri bırakılması ya da uygulamada sıkça kullanıldığı adıyla kısaca HAGB, CMK göre; “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl2 veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.” şeklinde Açıklanmasının Geri Bırakılmasının Şartları Suç ve Cezaya İlişkin HAGB ŞartlarıCMK “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl2 veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.” Bu maddeye göre hagb şartları şu şekildedir;Hükmolunan cezanın; iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olmasıBu cümle uyarınca HAGB için hapis cezasının en fazla 2 yıl süreli olabileceği öngörülürken adli para cezaları açısından herhangi bir miktar belirtilmediğinden sınırlama getirilmemiştir. Bu maddede görüldüğü üzere hapis cezaları için sadece süre şartı aranırken, CMK ve özel kanunlarda belirlenen istisnalar saklı kalmak üzere suçun niteliği konusunda herhangi bir şart aranmamaktadır. Yani kasten adam yaralama, hakaret, mala zara verme gibi suçlardan 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası alındığı takdirde de hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulanabilecektir. Ancak burada önem arz eden bir diğer husus hapis cezasının adli para cezasına çevrildiği durumlarda da HAGB uygulanabilir mi?’ sorusu olacaktır. Bu durumda HAGB uygulanamayacaktır çünkü bu yolun sadece adli para cezasına doğrudan hükmedildiği hallerde uygulanmak üzere olduğu kararı verilemeyecek suçlardan olmamasıCMK göre “Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.” Sanığa İlişkin HAGB ŞartlarıCMK belirtildiği üzere;Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunmasıBuna göre eğer sanık hakkında daha önceden kasıtlı bir suçtan dolayı mahkûmiyet kararının bulunması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecektir. Ancak yargılama süreci devam eden, daha kesinleşmemiş mahkeme kararlarının olması HAGB kararının verilmesine engel teşkil etmeyecektir. Burada aranan şart suçun kasıtlı suçlardan olup olmadığı iken süresine, hapis cezası mı yoksa adli para cezasına mı hükmedildiği hususlarına bakılmamaktadır. Ayrıca sanığın daha önceden taksirli suçlardan dolayı mahkumiyet hükmü alması HAGB açısından bir olumsuzluk oluşturmadığından dolayı HAGB kararı suçtan mahkumiyet ile alakalı olarak dikkat edilmesi gereken bir husus ise adli sicilden silinme şartları oluştuğu takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecek midir?’ Yargıtay’ın içtihatlarıyla benimsediği görüş dahilinde verdiği kararlar göz önüne alındığında adli sicilden silinen veya silinme şartlarının oluştuğu halde silinmeyen kayıtlar bakımından da HAGB kararının verilebileceği Ceza Genel Kurulu 2017/1119 E. , 2020/349 K. , T.“Objektif şartlardan diğeri, sanığın suç tarihinden önce kasıtlı bir suçtan cezalandırılmamış olmasıdır. Daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmakla birlikte adli sicilden silinme şartları oluşmuş mahkûmiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kanuni engel oluşturmayacak, ancak bu durum, sanığın suç işleme hususundaki eğilimini belirleme yönünden mahkemece değerlendirmeye tabi tutulabilecektir.”Yeniden suç işlemeyeceği kanaatinin oluşmasıMahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması gerekmektedir. Mahkemenin takdir yetkisine bırakılan bu durum Yargıtay içtihatlarıyla belirlediği usule göre sağlam gerekçelere dayandırılarak verilmelidir. Soyut, sübjektif gerekçeler yeterli Ceza Genel Kurulu 2017/64 E. , 2019/273 K. , T.“… hâkime belirli ölçüler içerisinde bir takdir hakkı tanımıştır. Ancak, sanığın yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki değerlendirmenin dosya içeriğine uygun, kanuni ve yeterli gerekçe içermesi ve bu gerekçenin hükümde yer alan hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi, ertelenmesi ve takdiri indirim uygulamalarında dayanılan gerekçe ile çelişmemesi gerekir.”Uğranılan zararın tamamen giderilmesiSuçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. Buradaki zarar doğrudan doğruya suç nedeniyle uğranılan somut, belirlenebilir, maddi zarardır. Bu nedenle manevi zararlar bu kapsam dahilinde değerlendirilemeyecektir. Bu zararın miktarı taraflarca anlaşılamadığı takdirde mahkemenin değerlendirmesi sonucu belirlenir ve sanık tarafından veya sanığın bilgisi olması halinde söz konusu zararın tazmin edilmesi KabulüCMK devam cümlesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için sanığın bu hükmü açık beyanıyla kabul etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde HAGB kararı Açıklanmasının Geri Bırakılması ve DenetimGenel Olarak“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;a Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,b Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,c Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine,karar verilebilir.” CMK CMK açıkça görülüğü üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılması için denetim süresi 5 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak bu süre Çocuk Koruma Kanunu göre 18 yaşının altındakiler için 3 yıl olarak belirlenmiştir. Ayrıca mahkeme süresi 1 yılı aşmamak üzere bazı denetimli serbestlik uygulamalarına da bu madde kapsamında karar göre; sanık bu denetim süresi içinde herhangi bir kasıtlı suç işlemez ve diğer koşullara uygun davranırsa, açıklanması geri bırakılmış olan hüküm ortadan kalkacak ve sanık açısından herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması adli sicilde gözükmemektedir. Ancak yine de kontrol ve denetimin hakim ve savcılar açısından sağlanabilmesi için bu durum özel bir sicilde saklanmaya devam bu denetim süresi içerisinde sanık yükümlülüklerine aykırı davranır veya herhangi bir kasıtlı suç işlerse, CMK uyarınca açıklanması sonraya bırakılan hüküm mahkeme tarafından aynen ve içeriği değiştirilmeden açıklanacak ve sanık için hukuki sonuçları oluşacaktır. İkinci suç için aranan şartlar bu suçun kasıtlı suç olarak işlenmesi ve denetim süresi içerisinde gerçekleşmiş olmasıdır. Bu açıdan kesinleşme şartı aranmamakla birlikte, mahkemenin ilk hükmü açıklayabilmesi için ikinci suçun kesinleşmesi açıklanmasının geri bırakılması zamanaşımı konusunda birtakım düzenlemelere sahiptir. HAGB kararının kesinleşmesiyle birlikte dava zamanaşımı durmaktadır. Ancak Yargıtay bir ayrıntıya dikkat edilmesi gerektiği kararlarında özellikle belirtmiştir. Dava zamanaşımı sadece denetim süresince durmaktadır. Buna göre denetim süresi sonunda veya denetim süresi içinde kasıtlı suçlardan birisinin işlenmesi ya da denetimli serbestlik tedbirlerine hükmedildiği takdirde yükümlülükler ihlal ederse zamanaşımının tekrar işlemeye başlaması mümkün Ceza Genel Kurulu 2014/193 E. , 2017/15 K. , T.“Durma nedeni ortadan kalktığında zamanaşımı süresinin tekrar işlemeye başlayacağı gözetildiğinde, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbiri olarak öngörülen yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde denetim süresi sonunda, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde ise yeni suçun işlendiği veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine aykırı davranıldığı tarihte dava zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlayacaktır.”Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve İtirazCMK göre; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.” Bunun nedeni ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bir hüküm olmamasıdır. Hüküm niteliği taşımadığından dolayı bu karara karşı kanun yolu ön görülmemiştir. Bu nedenle HAGB açısından istinaf veya temyiz yolu açık değildir ancak itiraz yolunun mümkün olduğu kanun yollarından olan itiraz CMK arasında düzenlenmiştir. Buna göre HAGB itiraz süresi 7 gündür. İtirazı inceleyecek merciinin hangi mahkeme olduğu ise CMK ayrıntılı bir şekilde belirlenmiştir. HAGB itiraz, dosya üzerinden yapılan değerlendirme sonucu karara bağlanır. İtiraz merciinin sadece usul şartları olan CMK ile sınırlı kalmayarak esas hakkında da değerlendirme yapması mümkündür. Bu durum Yargıtay tarafından önceleri sadece şekli inceleme olarak kabul edilmişken; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun tarih ve 2012/10-534 E. 2013/15 K. sayılı kararı ile önceden belirlediği içtihat görüşünden vazgeçerek artık bu yönde kararlar verdiği Ceza Genel Kurulu 2012/10-534 E. , 2013/15 K. , T.“İtiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK’nın 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.”Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/1354 E. , 2019/599 K. , T.“Bu ve bundan sonra verilen birçok Yargıtay kararında; itiraz incelemesinin sadece 231/6. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği ile sınırlı olmayacağı, bu inceleme kapsamında sübuta ilişkin değerlendirme de yapılabileceği vurgulanmıştır.”HAGB ve Memuriyete EtkisiDevlet memurları kanununa göre memur olabilmek için olumlu ve olumsuz birtakım şartlar gerekmektedir. Devlet Memurları Kanunu göre; “Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, …1 zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak” şartı madde kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılması memuriyet görevine engel teşkil etmemektedir. Çünkü açıklanması geri bırakılan ceza hükmü, şartlar sağlandığı takdirde sanık açısından hukuki sonuç doğurmayacaktır ve maddede belirtilen olumsuz şartların kapsamına girmeyecektir. Kaldı ki HAGB kararı verilmesinin amaç olarak sanığın hukuki statü bağlamında herhangi bir olumsuzluk yaşamaması olduğu düşünülürse hükmün açıklanmasının geri bırakılması memuriyet mesleğine engel oluşturması bir çelişkiye neden olacaktır. Sonuç olarak sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması memuriyet görevinin yerine getirilmesine engel Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Cezanın ErtelenmesiHükmün açıklanmasının geri bırakılması Ceza Muhakemesi Kanunu düzenlemiş iken, hapis cezasının ertelenmesi Türk Ceza Kanunu düzenlenmiştir. Bu nedenle muhteva olarak HAGB hem maddi hukuk hem de ceza muhakemesi kurumu iken cezanın ertelenmesi ceza infaz kurumudur. Bu iki kurum arasında birçok fark bulunmaktadır ancak en temel farklılık olarak hukuki olarak sonuç doğurması hususu şartları sağladığı takdirde mahkemece HAGB kararı verilebilir. Bu yolda sanığın şartları yerine getirmesi halinde davanın düşmesine karar verilir. Ancak bu durum hapis cezasının ertelenmesinde farklı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yolda koşullara uygun davranılması halinde verilmiş olan ceza, infaz kurumu dışında infaz edilmiş sayılacaktır ve mahkumiyet bütün sonuçlarını korumaya devam SonuçlarıHükmün açıklanmasının geri bırakılması; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun geniş bir biçimde düzenlenmiştir. Cezası ağır olmayan suçlar için uygulanmak istenen bu kurumla; sanığa ikinci bir şans verilerek, şartları sağladığı takdirde bu suçtan hukuki olarak etkilenmemesi amaçlanmıştır. Türk Ceza Mahkemelerinde sıkça uygulanan bu kararın, önemli noktaları kısaca şu şekildedirHükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanığın hukuki statüsünde bir sonuç hükmü istinaf ve temyiz yolunun kapalı olması nedeniyle kesinleşmediğinden dolayı infaz kabiliyeti süresi yetişkinler açısından 5 yıl olarak uygulanırken, çocuklar için bu süre 3 yıl olarak ek olarak mahkemece sanık hakkında süresi 1 yıldan fazla olmayacak şekilde bazı yükümlülüklere ve güvenlik tedbirlerine karar bu denetim süresi içerisinde şartlara ve yükümlülüklere uyarsa hakkındaki karar kaldırılacak ve dava bir durum olması sebebiyle adli sicilde gözükmemesi ve tekerrüre esas alınmaması kararlaştırılmıştır. Ancak adli sicilde görülmese de hakim ve savcıların bu tür durumları tespit edebilmesi için kendine has bir sicilde HAGB kararının saklandığı bu denetim süre içerisinde kasıtlı bir suç işler veya yükümlülüklere aykırı davranırsa hakkındaki açıklanması geri bırakılan hüküm mahkemece aynen süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar itiraz yolu mümkündür ve 7 günlük süre belirlenmiştir. Ancak HAGB kararına karşı istinaf ve temyiz kanun yolları açık açıklanmasının geri bırakılması memuriyet görevine istisnalar saklı kalmak üzere herhangi bir engel kararı verildiği takdirde ceza paraya çevrilemez veya denetim süresince dava zamanaşımı durur. Denetim süresi sonunda veya şartlarda aykırılık meydana gelmesi halinde zamanaşımı tekrar işlemeye Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu5237 Sayılı Türk Ceza KanunuŞahin / Göktürk, Ceza Muhakemesi Hukuku 2, / Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Kararları, YARGITAY 11. Ceza Dairesi 2016/11242 E. 2016/8273 K. MAHKEMESİ Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ Özel belgede sahtecilik HÜKÜM Asıl Karar Mahkumiyet Yokluğunda verilen gerekçeli kararın sanığın sorguda belirttiği adresi yerine bilinen en son adresi, doğrudan Mernis adresinde yapılan tebliği usulsüz olup temyiz süresini başlatmayacağından, sanığın öğrenme üzerine temyizinin süresinde olduğunun kabulü ile, sanığın temyiz isteminin reddine ilişkin usulsüz olarak verilen günlü ek karar kaldırılarak yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak 1- tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması, 2- Hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın, denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle yeniden yapılan yargılamada hakkındaki hüküm açıklanırken 5271 sayılı CMK'nun 231/11. maddesi uyarınca erteleme kararı verilemeyeceğinin gözetilmemesi, 3- Kabule göre de; a- 5237 sayılı TCK'nun 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceği” ihtarının yapılmaması, b- Mahkum olduğu kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında; 5237 sayılı TCK'nun 53/4. maddesi uyarınca anılan Yasanın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, gününde oybirliği ile karar hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir. sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.

hagb sonrası suç işleme erteleme