internet araştırması yaparak teknolojinin yanlış kullanımının insanlara ve
1. Yayın Xtreal Blog 14 Kasım 2017. İnsanların hayatındaki teknolojik ürünlerin artması, insanlarda sosyalleşme güdüsü, eğitime harcanan para miktarının artması,
İnternetin olası tehlikeleri yüzünden çocuklara internet kullanımını yasaklamak ise etkisiz ve yanlış bir davranış olacaktır. Ailelerin, internet kullanımı, internette kendilerini ve çocuklarını bekleyen tehlikeler konusunda bilinçlenerek çocuklarını yönlendirmeleri bu açıdan büyük önem taşımaktadır .
Yeniiletişim teknolojileri insanlara, düşüncelerini ve eserlerini paylaşacakları olanaklar yaratan, paylaşım ve tartışmanın esas olduğu bir medya sunmaktadır. Sosyal medya olarak adlandırılan bu sanal ortam,
İnternet araştırması yaparak teknolojinin yanlış kullanımının insanlara ve doğaya verdiği zararları anlatan bir haber bulunuz. Haberi sınıfınızda arkadaşlarınızla paylaşıp tartışınız. Cevap: Dünya art niyetli veya yanlış kullanımlar yüzünden gittikçe yok olmaya doğru gitmektedir. Teknolojiyi yanlış kullanarak
Başrollerinde Jason Bateman, Hope Davis, Frank Grillo, Alexander Skarsgård ve Andrea Riseborough’ın bulunduğu film, yeni iletişim teknolojilerinin insanlar üzerinde ne gibi olumsuz etkiler bıraktığını konu edinmektedir. Filmin IMDB puanı ise 7.6 oranına sahip. Filmin konusu dört farklı hikayeden oluşuyor.
nama kelas ipa 2 yang keren bahasa inggris.
Bilgisayarlar hayatımızın büyük bir bölümünü ele geçirmişken uzmanlardan çok ciddi bir uyarı kaldı. Bilgisayarın bir zararı daha ortaya çıktı. Geceleri bilgisayar ışığına maruz kalmanın uyku sağlığını olumsuz etkilediği belirtildi. Günümüzün büyük bir bölümü bilgisayar başında geçiyor. Uykunun son dakikasına kadar etkisi altında kaldığımız yapay ışık ise bizleri ciddi şekilde etkiliyor. Elektriğin yaygınlaşmasıyla yapay ışığı hayatının her alanına sokan insanoğlu, doğal ışığa göre değişen uyku düzenini de bozdu. Yapay ışık yayan cihazların uyuma alışkanlıklarına etkilerini araştıran bir grup bilim insanı, yaptığı araştırma geceleri bilgisayar ışığına maruz kalmanın dengesiz uyumaya sebebiyet verdiğini ortaya SEBEBİ BELLİ OLDU24 yaş ortalamasında 19 kişi üzerinde yapılan araştırmada, denekler gece yatmadan önce 2 saat boyunca farklı yoğunlukta bilgisayar ışığına maruz bırakıldı. Denekleri ertesi gün görüşmeye alan araştırmacılar, ışığa maruz kalan tüm deneklerin gün boyu uykusuzluk çektiklerini tespit yandan, araştırmada bilgisayar ışığına maruz kalan deneklerin sabah saatlerinde dikkat eksikliği yaşadıkları ortaya çıktı. Araştırmayı yürüten bilim insanları, çalışmanın, artan cep telefonu ve bilgisayar kullanımının günlük hayatı olumsuz etkilediğini kanıtlar nitelikte olduğunu ifade araştırmalara göre, dünya nüfusunun yüzde 50’ye yakını bilgisayar kullanırken, 4,7 milyar insan cep telefonu kullanıcısı. İlginizi Çekebilir Android kullananlar dikkat! , İlginizi Çekebilir Telefonunuz her an sesinizi kaydediyor olabilir Tehlikeli virüs geri döndü!
bilgi kirliligine daha az yakalanmakti belki...belirli kaynaklar taranir, yetmeyince kütüphaneye falan gidilirdi. bir kitap aranirken bir baskasi göze carpar ona denen sey daha iyi yerlesirdi, sorgulanir düsünülürdü. dönem ödevleri hazırlamak tam bir işkenceydi. ilk önce okuldan izin alınarak yada öğleden sonra falan koşa koşa halk kütüphanesine gidilir. kütüphanede o yaşta binlerce kitap arasında acaba benim aradığım hangi bölümde diye araştırma yapılır. çoğu zaman bu işlem birkaç gün sürer. kitabı bulduktan sonra içerisinden işimize yarayacak kısımları bulunur. bulunan kısımlar fotokopi imkanı olmadığından kütüphanede müsvettelere elle yazılır. daha sonra evde dolma kalemle temize nasıl? google halleder herşeyi. ne arıyosun yaz. hoop karşında. güzel mi kötü mü bilmem ama eskiden bilgiye ulaşmak zor olduğundan daha kolay öğreniliyordu galiba. ansiklopedi diye bir şey vardı ilginçtir; ödev vs bir zorunluluk olmadan da, sadece eğlenebilmek için a dan başlanarak tek tek her cilti okuyanlar vardı. sınıfta, öğretmen bunu yapan çocuklara "araştırmacı yönünü takdir ediyorum" derdi. geride kaldı tabii şimdi, kapıcının çocuğuna filan verdi anneler onları. tekerleğin olmadığı dönemde taşıma yapmak veya ateşin olmadığı dönemde ısınmaktan yine gerçekleşir ama zor olurdu. iyi ki varsın internet diyoruz. cinsel icerikli arastirmaysa yapilmak istenen; cesitli dergilere zevkliydi ama pek acilan pop up larla bile mumkunumu defedebiliyorum ben hayatın zor olduğu dönemlerde yaşanan olaylar zincirinin ta kendisidir. ancak insanlığı lapgotlukten çıkardığı da bir gerçek. şimdi önde bilgisayar, hooop önünde hemen. ozamanlarda ara dur bakalım bulabilirsen..komşudan ansiklopedi al, diğerinden broşür iste, başkasına telefon numarası sor.. yeni nesil de pek lapgot canım* atatürk kütüphanesine gidilir, zaten yolda saatler geçer, akşam 5'e kadar bitirdin bitirdin, yoksa eve dönersin ertesi gün tekrar taşınırsın otobüslerde. cumartesi pazar birşey yapamazsın, oturursun, ödünç kitap da kolay kolay vermezler, bin dereden su getirirsin. araştırılan konunun çok daha iyi öğrenilip akılda kalmasıyla sonuçlanırdı. hatta, insanların kendilerine göre "ulan bu ileride lazım olur" düşüncesiyle dosyalama sistemleri oluşturmasını sağlardı. yakında kütüphane de kalmaz evlerde sanki çok varmış gibi, onun yerini hard disk dolapları, cd rafları neyin alır...ama encyclopedia britannica'nın asil duruşu hiç bir cd, dvd veya hard diskte olamayacak... istediği kadar kompakt, istediği kadar kolay ulaşılır, istediği kadar verimli olsun... aynı bir 1957 thunderbird, 1965 mustang, 1963 corvette ile bugünün arabalarının karşılaştırması gibi...ya, sevgili okurlar, nereden nereye... yazar hali kuş misali, kâh orada, kâh burada, bir de bakmışsınız konu değişivermiş... internette olmayan tonlarca bilgi hala kütüphanelerde, kitaplarda, ansiklopedilerde, dergilerde, eski gazetelerde, sahaflarda olduğundan günümüzde de yapılabilen eylemdir. madem şimdi envayi çeşit bilgi var internette, o zaman sen de kolaycılığı aşmak için elinden geleni yapmazsan, kes yapıştırdan başka bir şey bilmezsen, tembelin, üçkağıtçının, hırsızın teki olursun. ilkokuldan profesörlüğe kadar. tamam eskiden işkenceydi bazen. kütüphanelerde ufacık bilgiye ulaşmak için sıra beklenir, kaynaklar bulunamaz, çok değerli zaman boşa harcanıp giderdi. şimdi çok şey elinin altında ama bu araştırma yapanları tembelliğe itmemeli, sentez yapmayı öğretmelidir. eskiden uğraşıp didinip ulaşabildiğin on kaynağın bilgilerini yoğurup ödev, araştırma, yayın yaparken, yazı yazarken şimdi neredeyse yüzbin kaynağın içinde ham hum şorolop tarzı araştırmadan üstünkörü çalışmak kolaycılıktan başka bir şey değildir. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
Bu bölümde Tuna Yayıncılık 4. Sınıf Sosyal Bilgiler kitabındaki “Yapınız” başlıklı etkinliklerin cevapları yer 15’teki “Yapınız” etkinliğinin cevabıdır. Resmî kimlik belgenizdeki bilgilerden hareketle kişisel kimliğinize ilişkin çıkarımlarda bulununuz ve çıkarımlarınızı aşağıdaki noktalı yerlere yazınız.• Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım.• TC kimlik numaram ……………………………………• ……………………… tarihinde doğdum.• Doğum yerim …………….………’dir.• Annemin adı ……………., babamın adı ………………… Sayfa 67’deki “Yapınız” etkinliğinin Ender’in tepeden görünüşünü ve durduğu yerde öğle vakti oluşan gölgesini görüyorsunuz. Gölgesinden hareketle Ender’in çevresindeki mekânlara gitmek için hangi yönlerde ilerlemesi gerektiğini belirleyiniz. Elde ettiğiniz sonuçlara göre cümlelerdeki noktalı yerleri Burada yönleri belirlemek için gölgeden yararlanıyoruz. Türkiye’de kuzey yarım kürede öğle vakti gölgemiz kuzeyi gösterir. Gölge kuzeyi gösterdiğine göre arkası güney, bize göre sağ taraf doğu, sol taraf da batı olur. Ender futbol sahasına gitmek için önce …batı… daha sonra da …güney… yönünde okula gitmek için önce …kuzey…, daha sonra da …doğu… yönünde büfeye gitmek için önce …batı…, daha sonra da …kuzey… yönünde eve gitmek için önce …güney…, daha sonra da …doğu… yönündeilerlemelidir. Sayfa 71-72’deki “Yapınız” etkinliğinin cevabıdır. Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinde geçen beşerî ve doğal unsurların nelerolduğunu metnin sonunda verilen noktalı yerlere Metindeki doğal ve beşeri unsurlar aşağıdaki gibidir. Sayfa 82’deki “Yapınız” etkinliğinin soruların cevaplarını defterinize yazınız. Yukarıdaki fotoğraflarda hangi doğal afetleri görüyorsunuz?Cevap Deprem, fırtına, heyelan toprak kayması, yerde bu doğal afetlerin hangileriyle karşılaşıyorsunuz?Cevap Bu sorunun cevabı yaşadığımız şehir ve bölgeye göre değişir. Doğal afetler ve sıklıkla görüldüğü bölgeleri şu şekilde Karadeniz Bölgesi, Marmara, Karadeniz Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi Çığ Doğu Anadolu Ege, Marmara, Karadeniz, Doğu Anadolu başta olmak üzere ülkemizin birçok yeri deprem Akdeniz özellikle Antalya ve Mersin Marmara, Ege, Karadeniz bölgelerinde fırtına çok görülür. Başlıca iller ise Balıkesir, İzmir, Konya, Kayseri,Yaşadığınız yerde fotoğraflarda görülenler dışında başka doğal afetleryaşanıyor mu? Yaşanıyorsa bu doğal afetler hangileridir?Cevap Fotoğraftakiler dışındaki doğal afetler şunlardır Sel, çığ, volkan patlaması, tsunami. orman yangını. Sayfa 94’teki “Yapınız” etkinliğinin cevabıdır. Kullandığınız ve çevrenizde gördüğünüz teknolojik ürünleri düşününüz. Buürünleri kullanım alanlarına göre gruplandırarak her gruba bir ad veriniz. Daha sonra da aşağıdaki tabloda verilen noktalı yerlere grup ve ürün adları ile aynı gruptaki ürünlerin kullanım alanlarını Sayfa 103’teki “Yapınız” etkinliğinin cevabıdır. Teknolojinin hayatımıza ve çevremize etkilerinin neler olduğunu düşününüz. Daha sonra da bu konuyla ilgili olarak vereceğiniz örnekleri aşağıdaki tabloya Sayfa 109’daki “Yapınız” etkinliğinin cevabıdır. Bisikletin icadı ve zaman içinde geçirdiği değişim konulu bir araştırma yapınız. Araştırma sırasında aşağıdaki soruların cevaplarını arayınız. Ulaştığınız bilgileri ve konu ile ilgili görselleri kullanarak bir sunu hazırlayıp sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız.• Bisiklet nerede, ne zaman ve kim tarafından icat edilmiştir?Cevap Bisiklet Fransa’da, 1817 yılında, Alman Baron Karl von Drais de Sauerbrun tarafından icat edilmiştir.• Bisiklet, icadından günümüze gelinceye kadar hangi değişimlere uğramıştır?Cevap İlk bisikletlerin pedalı yoktu. Aslında tekerlekli bir koşu makinesi şeklindeydi ve hareketi sürücünün ayaklarını yerden aldığı kuvvetle ittirmesi ile sağlanıyordu. Daha sonra bisiklete pedal eklendi. Pedalın çevrilmesiyle bisiklet hareket ediyordu. Sonra ön tekerleği yüksek olan bisikletler üretilmeye başlandı. Zamanla bisikletlere fren gibi güvenlik aksamları eklendi. Bisiklet ilk başlarda pahalı olmasından dolayı halka ulaşamadı. 1800’lerin sonuna doğru ucuz malzemelerle yapılmaya başlanması ve fabrikaların çoğalmasıyla yaygınlaştı. Daha sonra hız yapabilen yarış bisikleti ve engebeli yollar için üretilen dağ bisikleti gibi özel bisikletler üretilmeye başlandı. Günümüzde elektrikli bisikletler yaygınlaşmaya başlamıştır. • Bisikletin gelişiminde rol oynayan mucitler ve bilim insanları kimlerdir?Cevap Bisikletin gelişiminde rol oynayan mucit ve bilim adamları şunlardır Thomas McCall, Pierre Michaux, James Starley, John Camp Starley.• Bu kişilerin bisikletin gelişimine katkıları neler olmuştur?Cevap Thomas McCall Pedal aksamını bisiklete Michaux Pedalı kendine özgü bir tarzda Starley Ön tekerleği yüksek bisikleti Camp Starley Bisikleti daha güvenli hale getirmiştir.• Bisikletin insan hayatında meydana getirdiği değişiklikler neler olmuştur?Cevap Bisiklet sayesinde insanlar daha az enerji harcayarak ulaşım imkânına kavuşmuşlardır. Özellikle düz yollarda hızlı ve ekonomik ulaşıma imkân sağlamıştır. Ayrıca motosikletin geliştirilmesine de öncülük etmiştir. Ulaşımda ve yük taşımada at/eşek kullanımının azalmasına sebep olmuştur. • Bisikletin gelecekte uğrayabileceği değişiklikler neler olabilir?Cevap Aslında insan gücüyle hareket eden bisikletlerde gelişimin sonuna gelinmiştir. Bundan sonraki süreçte bisikletler drone gibi araçlarla melezleşebilir. Uygun enerji kaynaklarının geliştirilmesiyle gelecekte gökyüzünde uçan bisikletler yani bir nevi kişisel helikopterler görebiliriz. Sayfa 118’deki “Yapınız” etkinliğinin cevabıdır. İnternet araştırması yaparak teknolojinin yanlış kullanımının insanlara vedoğaya verdiği zararları anlatan bir haber bulunuz. Haberi sınıfınızda arkadaşlarınızla paylaşıp Kısa bir araştırma ile bu konuda birçok örnek bulabiliriz. Birkaç tanesinin özetini aşağıda 1 Teknolojinin beyni olumsuz etkilemesiAmerikalı Nörolojist Daniel J. Levitin’e göre teknoloji bağımlılığı insanı verimsiz hale medya, mesajlaşma uygulamaları beyni çok meşgul ediyor. Beynimiz sosyal medyadan ve mesajlaşma uygulamalarından kendisine ulaşan yoğun bildirimlere cevap vermek, haber ve bilgi bombardımanı arasından doğru olanı seçmek isterken çok yoruluyor. Beyni aynı anda birçok işle meşgul olması strese neden oluyor ve bu da yoğunlaşmayı engelliyor. İnsan bir işe yoğunlaşamadığında da verimli çalışamıyor. Kaynak Haberturk GazetesiÖrnek 2 Akıllı telefonların doğaya zararı Yapılan araştırmalar akıllı telefonların doğaya zannedilenden daha fazla zarar verdiğini ortaya koydu. McMaster Üniversitesinde yapılan bir araştırma akıllı telefon, bilgisayar, monitör ve sunucuların karbon salınımlarının gün geçtikçe daha da arttığını ve bunun da çevreye olan zararlı etkisini katladığını ortaya çıkardı. Araştırmaya göre 2007’de bu cihazların karbon salınımı dünyadaki karbon salınımının % 1’ini oluştururken bu oran günümüzde % 3’e ulaştı. 2040 yılında ise bu oranın % 14’ler seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor. Karbon salınımı Karbon ve türevi gazların atmosfere karışması demek. Ve bu da atmosferin doğal yapısını bozarak iklim değişikliklerine özellikle de küresel ısınmaya sebep oluyor. Kaynak Sabah GazetesiÖrnek 3 Yüksek Hızlı Tren kuş sürüsüne çarptıTeknoloji bazen insanın bencilliği ve dikkatsizliği nedeniyle diğer canlılara zarar verebiliyor. Buna bir örnek YHT treninin kuş sürüsüne çarpması ile ortaya çıktı. Ankara-Eskişehir hattının işletmeye açılma sürecindeki test sürüşü sırasında hızlı tren kuş sürüsüne çarparak çok sayıda kuşun ölümüne sebep oldu. Uzmanlar tren yolu güzergahı seçiminde daha dikkatli olunabileceğini ve bazı düzenlemelerle kuş ölümlerinin önüne geçilebileceğini “YHT kuş sürü” araması yaparak haberlere ulaşabilirsiniz. Sayfa 122’deki “Yapınız” etkinliğinin şehirler arası bir yolculuk yaptığınızı düşününüz. Otomobiliniz yolda arızalanıyor. Yakınlarda ne bir dinlenme tesisi ne de bir yerleşim yeri var. Geceyi orada geçirmek zorunda kalıyorsunuz. Böyle bir durumla karşılaşacağınızı bilseydiniz ve yola çıkmadan önce yanınıza aşağıda fotoğraflarını gördüğünüz ürünlerden üç tanesini alma hakkınız olsaydı hangilerini alırdınız? Neden?Cevap Su, börek ve battaniyeyi alırdım. Çünkü bunlar yaşamsal ihtiyaçlarımızı karşılar. Su, beslenme ve barınma ihtiyacı önceliğimizdir. Sayfa 124’teki “Yapınız” etkinliğinin cevabıdır. Seda, Sıla ve Selçuk üç kardeştir. Babalarından Seda gitar, Sıla ayakkabı, Selçuk ise uzaktan kumandalı bir araba almasını istemektedir. Ancak ailenin bütçesi çocuklardan yalnızca birinin isteğini karşılayabilecek baba, çocuklarından hangisinin ihtiyacına öncelik vermelidir? Neden? Sınıfınızda Gitar ve uzaktan kumandalı araba eğlence ihtiyacını gidermeye yöneliktir. Ancak ayakkabı giyinme ihtiyacını karşılar. Giyinme ihtiyacı beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçlardandır. Aile bütçesi hepsini karşılamaya yetmediğinden bunlar arasında tercih yapılacaksa ayakkabı tercih ki Seda kendisi için gitarın, Selçuk da uzaktan kumandalı arabanın önemli olduğunu söyleyeceklerdir. Ancak önemli olması ertelenemeyeceği anlamına gelmez. Eğlence ihtiyacı ertelenebilir, giyinme ihtiyacı ertelenmez. Sayfa 125’teki “Yapınız” etkinliğinin insanların istek ve ihtiyaçlarıyla ilgili bazı cümleler verilmiştir. Cümleleri okuyunuz ve doğru olduğunu düşündüklerinizin başına “D”, yanlış olduğunu düşündüklerinizin başına ise “Y” sonunda maddeleri yanlış ya da doğru olarak değerlendirmenizin nedenlerini aynı fikirde olmayan arkadaşlarınızla konuyu tartışınız.Y 1. İsteklerimiz ihtiyaçlarımızdan daha önemlidir.Y 2. İhtiyaçlar kişilere göre değişiklik gösterebilir.D 3. Kitap okumak, gezmek, eğlenmek isteklerimizden bazılarıdır.Y 4. İsteklerimizi karşılayamazsak yaşayamayız.Y 5. Ayakkabımız yırtıldığında yeni bir ayakkabı almak istektir.D 6. İsteklerin önem sırası kişiye göre değişebilir.Y 7. İhtiyaçlarımız bir kez karşılandıktan sonra bir daha ortaya çıkmaz.D 8. İhtiyaçlarımızı karşılayamazsak acı, üzüntü ve kaygı duyarız.D 9. Saatimiz varken yeni bir saat almayı düşünmek istektir.Y 10. İhtiyaçlarımızın şiddeti her zaman aynıdır.D 11. Sarı renkli MP3 çalara sahip bir öğrenci aynı tipte beyaz renkli yenibir MP3 çalar aldığında fayda-maliyet dengesini sağlamamış olur. Sayfa 126’daki “Yapınız” etkinliğinin bazı ekonomik faaliyetlerle ilgili fotoğraflar görüyorsunuz. Fotoğrafları inceleyiniz ve bu faaliyetlerin neler olduğunu noktalı yerlere Sayfa 135’teki “Yapınız” etkinliğinin cevabıdır. Evinizde kullandığınız gıda ve temizlik ürünlerinden beş tanesini seçiniz. Bu ürünlerin adlarını ve hangi ülkede üretildiğini, ambalajının geri dönüştürülebilir malzemelerden yapılıp yapılmadığını ve üzerlerinde TSE, CE, ISO gibi kalite ve güvenlik işaretlerinden hangilerinin bulunduğunu tablodaki yerine Sayfa 136’daki “Yapınız” etkinliğinin cevabıdır. Giysi etiketini inceleyiniz ve etiketteki sembollerin anlamlarıyla ilgili bir araştırma yapınız. Daha sonra aşağıdaki tabloya sembollerin şeklini çizip anlamlarını yazınız. Cevap Sayfa 148’deki “Yapınız” etkinliğinin cevabıdır. “Biz dünyayı atalarımızdan miras değil çocuklarımızdan emanet aldık.” sözünü duymuşsunuzdur. Bu söz ile verilmek istenen mesajın ne olduğuyla ilgili kısa bir metin yazınız. Cevap İnsanlar genellikle dünyayı atalarından miras olarak aldıklarını düşünürler. Miras babadan/atadan kalır ve insan mirası istediği gibi harcayabilir. Oysa dünyayı daha çok kendimizden sonraki nesle yani çocuklarımıza bırakacağımız bir emanet olarak görmemiz gerekir. Çünkü emanet, korunması gereken bir şeydir. İnsanlar kendilerine bırakılan emaneti korur ve günü gelince sahibine iade ederler. Bu nedenle dünyaya bakışımız miras değil emanet gibi olmalıdır. Bu bakış açısına sahip olursak dünyayı korur, kollar ve bozmadan hatta aldığımızdan daha iyi bir şekilde çocuklarımıza bırakabiliriz.
Kamuran Akkuş'un haberi Yrd. Doç. Dr. Arısoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de aile yapılarının çözülmeye, boşanmaların artmaya, tahammül oranlarının azalmaya başladığını ifade etti. Türkiye'nin hızlı değişim geçiren bir toplum olduğunu vurgulayan Arısoy, şöyle devam etti "Türk toplumu göçebelikten şehir hayatına, şehir hayatından da endüstrileşmeye çok hızlı geçmiştir. Bizim bir özelliğimiz, değişime çok çabuk uyum sağlıyoruz. Çok çabuk uyum sağlarken de bazı özelliklerimizi çok hızlı kaybediyoruz. Hızlı değişim, toplumun temel değerlerinin de hızlı bir şekilde yitirilmesini beraberinde getirdi."Türkiye'nin bilişim teknolojisindeki yeniliklere de çok hızlı ayak uydurduğunu, internet teknolojisinin de bunlardan biri olduğunu anlatan Arısoy, konuşmasına şöyle devam etti "İnternet, dejenerasyonu hem artırdı hem azalttı. İnternete girdiğiniz zaman sanal bir dünya var. Sanal ilişkiler var; yüz yüze, karşı karşıya değilsiniz. Sohbet yapıyorsunuz, karşınızdakinin içsel dünyasından yüz ve mimiklerinden habersiz olarak yazışıyorsunuz, hatta karşınızdaki kişinin cinsiyetinden bihabersiniz. Güya ikili duygusal ilişki yaşıyorsunuz ama karşınızdaki kadın mı erkek mi, onu bile bilmiyorsunuz? Gerçeklikten uzak bir durum." İnternetin yanlış kullanımının sosyalizasyonu da ortadan kaldırdığını anlatan Arısoy, "İnsanlar, aynı evin içindeler ve 'mutfakta buluşalım' diyorlar. Aynı salonda oturup, günün nasıl geçtiğine dair sohbet etme, 'ne yaptın, ne ettin?' diye sormak, birbirine dokunmak, birbirinin gözünün içine bakmak, duygusal konuşmalar kalktı, ayrı odalardan bilgisayar üzerinden ilişki kuruyorlar" diye konuştuaa
internet araştırması yaparak teknolojinin yanlış kullanımının insanlara ve